-
1 liaison
n f1 rapport ilişki [iliʃ'ci]2 liaison(amoureuse) aşk ilişkisi3 correspondance bağlantı [baːɫan'tɯ]◊une liaison aérienne / ferroviaire — havayolu, demiryolu bağlantısı
4 prononciation ulama -
2 münasebet
-
3 Beziehung
1) pl ilişkiler pl, münasebetler pl;gute \Beziehungen haben iyi ilişkileri olmak, torpilli olmak;seine \Beziehungen spielen lassen ( fam) ilişkilerini kullanmak;diplomatische \Beziehungen diplomatik ilişkiler2) ( Hinsicht) yön, bakım;er hat in mancher/jeder \Beziehung Recht bazı/her bakımdan haklı3) ( Verhältnis) münasebet ( zwischen arasında), ilişki ( zwischen arasında), ilgi ( zwischen arasında); (Liebes\Beziehung) münasebet;in \Beziehung stehen zu etw bir şeyle ilgili olmak;zwei Dinge zueinander in \Beziehung setzen iki şey arasında münasebet [o ilişki] kurmak;eine \Beziehung eingehen ilişki kurmak;er hat keine \Beziehung zur Literatur edebiyatla hiç ilişkisi yok, edebiyata hiç ilgi duymuyor
См. также в других словарях:
ilişki — is. 1) İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas Arkadaşlık ve dostluk şeklinde bile bir ilişki aramadığını kesinlikle anlatacaktı. H. E. Adıvar 2) Bağlantı, temas Kar yağınca köylerle ilişki kesildi. Birleşik Sözler kişiler arası… … Çağatay Osmanlı Sözlük
münasebet kurmak — iki şey arasında ilişki bulmak, yakınlık görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağlantı — is. 1) İki veya daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki, irtibat, bağlanak Kar yüzünden çevre ile bağlantı kesildi. 2) İki şey arasında ilişki sağlayan bağ Bütün ulaştırma bağlantıları tahrip edilmiştir. F. R. Atay 3) Yüklenme, üstlenme … Çağatay Osmanlı Sözlük
münasebet — is., Ar. munāsebet 1) İlişik, ilişki, ilinti İzmir den ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım. Atatürk 2) İki şey arasındaki uygunluk Yüzle ahlak arasında herhâlde müthiş bir münasebet vardır. S. F. Abasıyanık… … Çağatay Osmanlı Sözlük